Touch

Yazıya başlamadan önce sanırım en zorlandığım an başlık bulmaktı ve toplum baskısı altında kalıp istediğim başlığı koyamadım sanırım. İlk koymak istediğim başlık "Bağ"dı fakat "Böyle saçma başlık mı olur" veya "Konuya bula bula bu başlığı mı buldun" denileceğinden korktuğum için ingilizce bir şey bulup daha havalı görünmek istedim. Sonra "Bağ"ın ingilizcesinin havalı versiyonlarını bulmaya çalıştım. Connection olsun efendime söyleyeyim bond olsun bunları kullanmak isterdim ama yine mahalle baskısında yenik düştüm. Bu sefer de "Ul*n(sansürledim) bütün yazı Türkçe, başlık neden ingilizce?!?!" ya da "Zaten bunun Türkçe'si var neden bu marjinal olma çabası?" derken sonunda başlığımı buldum : Touch (Hala İngilizce). Dünyada istemli ya da istemsiz kurulan bağlardan söz eden "Touch" dizisini olur da izlersiniz diye bunda karar kıldım. Artık konuya geçsek mi ne..

Çok kitap okuyan birisi değilim malesef. Ama az da okumuyorum şimdi onu da söylemem gerek. Kitap okurken özellikle dışarda okurken çok fazla dikkati dağıtan etken var ve bana göre bu etkeni aşmak için en uygun yöntem de müzik dinlemek. Bu kez ortaya çıkan sorun şarkının en sevdiğiniz yeri çıkınca ona eşlik etmek vs. vs. Bunun da çözümü yok mu ? Tabi ki var: Klasik Müzik. Ama farklı bir yöntemle yani BENİM YÖNTEMİMLE(EVET BEN BULDUM BEN). Peki bütün sorunları aşmak için kitap ile klasik müzik arasında bir bağ ya da bir connection olsaydı? Yani her kitaba özgü bir klasik müzik eseri olsa ve  kitabı okurken sadece o eseri dinlesek aralarında bağ oluşur muydu? Denedim evet oluşuyor. Ve çok da güzel oluyor. Hem klasik müzik genel kültürünü geliştiren hem de müziği en saçma yerde bile duysanız aklınıza kitap gelecek bu yöntem ile gerçekten bağ kuruluyor. Sıra geldi bağ kurduğum eserlere: ( Sadece aşağıdakiler kadar kitap okumadım, bağ kurduklarım bunlar :/ )

Not : Sizin de oluşan bağlarınızı duymak dileğiyle :)





1- 1984 - Four Seasons

Kitabın havasına uygun tek eser Vivaldi'den..

















2- Yüzyıllık Yalnızlık - Nocturnes